Ubisoft son dönemde piyasaya sürdüğü oyunlarıyla, piyasayı ele geçirmiş bir durumda. Far Cry 3, Trial Fusion, Splinter Cell: Blacklist, Assassin’s Creed IV: Black Flag ve son olarak Watch Dogs geldi. Ubisoft tarafından piyasaya sürülen bu oyunlar birbirinden tamamen farklı oyun türlerine sahip durumda. Genel olarak baktığımız zamansa, her biri yüksek puanlar almayı başarmış oyunlar oldu. Elbette eksik yönleri vardı ama oyunseverlerin genel izlenimlerini değiştirmedi bu durum. Ubisoft gerçekten son dönemlerde piyasaya farklı kulvarlardan saldırıyor ve bunu da iyi bir şekilde başarıyor.
Ubisoft’tan bu güne kadar neredeyse her oyun türüne sahip bir yapım gördük. Aksiyon, gizlilik, yarış, macera, strateji, platform ve mutlaka unuttuğum bir kaç tür daha vardır. Bu aslında bir oyun firması için gerçekten güzel ve mantıklı bir hareket. Ubisoft her türden oyunsevere bir şekilde ulaşmayı başarıyor. Hele ki Ubisoft gibi reklam yapmayı iyi bilen bir firma için bu gerçekten kolay bir durum haline geliyor.
Eskiden bilgisayarlarımız için hazırlanan pek çok platform oyunu bulabiliyorduk. Bu duruma Ubisoft oyunlarından örnek vermemiz gerekirse, Rayman en güzel örnek olacaktır sanırım. Peki şimdi ne oldu? Son yıllarda malesef platform oyunlarının pek çoğu, hatta neredeyse tamamı sadece konsollar için piyasaya sürülüyor. Durum bu olunca bilgisayar oyuncuları bundan pek memnun olmuyor elbette. Bu oyunların başını çeken; Ico, Shadow of Colossus, Rayman ve bir kaç sene önce piyasaya sürülen Journey gibi oyunlardı. Konsol sahibi olmayan oyunseverler bu oyunları anca canlı yayınlardan, çeşitli sitelerin video kanallarından takip edebiliyordu.
Çok değil, yaklaşık 1 sene evvel Ubisoft yeni bir oyun duyurmuştu, Child of Light. Oyunun genel anlamda bir macera oyunu olacağını biliyorduk ve daha da önemlisi PC versiyonunun da olacağını biliyorduk. Çoğu eski platform oyunu tutkunları için bunun duymak yeterliydi. Oyunun arkasında Ubisoft Montreal ekibi bulunmaktaydı ve daha sonrasında oyun hakkında pek fazla bilgi gelmedi. Hatta çoğu oyunsever oyunun akıbetini merak ediyordu, yoksa proje iptal mi edilmişti? Elbette hayır! Ubisoft Montreal ekibi Child of Light’ ı sessiz ve derinden bir şekilde hazırlamaya devam ediyordu. Daha önceki Ubisoft oyunlarından alışık olduğumuz gibi reklamlar, tanıtımlar yapılmıyordu Child of Light için ama oyun gitgide yaklaşıyordu. Kısa bir süre önce Child of Light tüm oyun konsollarıyla birlikte PC için de piyasadaki yerini aldı. Peki oyunda bizi ne gibi sürprizler bekliyor?
Bir krallık ve bir prenses
Ubisoft’tan belki de hiç beklemeyeceğimiz bir tür ile karşımıza geldi Child of Light. Oyun genel yapı olarak platform, macera, bulmaca ve RPG öğelerini bir araya getiriyor. Evet RPG ve Ubisoft! İşin daha da güzel tarafı ise oyun bunu gerçekten güzel bir şekilde harmanlamayı başarmış durumda.
Oyunun daha açılış ekranında bile çalan müzik ve menü tasarımı sizi oyuna çekiyor adeta. Yeni bir oyun açtığınız zaman ise karşınıza gelen masalsı, adeta bir masal kitabı gibi olan sinematik sizi daha çok etkiliyor. Son derece sanatsal olan sniematikte gerçekleşen olayları size anlatan ise dış ses. Oyun boyunca bu dış ses ile pek çok kez karşılaşacaksınız. Karakterlerin herhangi bir seslendirmesi bulunmaya Child of Light bu özelliğiyle de dikkat çekmeyi başarıyor. Nasıl mı? Bahsettiğim gibi oyun genel yapı olarak bir masal kitabı gibi ilerliyor ve bu durumda karakterlerin seslendirmelerinin olması yerine bunu size anlatan bir kişinin olması kesinlikle çok daha güzel bir atmosfer yaratıyor.
Oyun hikaye olarak 1800 lü yıllarda geçiyor. Karakterimiz olan prenses Aurora bir gece uykuya dalar ve uyandığı zamansa kendisini Lemuria isimli bir dünyada bulur. Buradan kurtulup tekrar ailesiyle bir araya gelmek isteyen Aurora’ nın yerine getirmesi bir görev vardır. Lemuria’ nın Karanlık Kraliçe’ si bu diyarın ayı ve yıldızlarını çalmıştır, bizim görevimiz ise Karanlık Kraliçe’yi yenip ay ve yıldızları tekrardan Lemuria’ya getirmek. Hikaye genel olarak bunun üzerine kurulmuş durumda. Gerek hikaye ilerleyişi, gerekse anlatımı oldukça etkileyici hazırlanmış Child of Light’ da.
Oyunun başlarında tanışacağınız Igniculus size bu serüven boyunca eşlik edecek olan bir ateş böceği. Elbette bunun dışında RPG oyunlarından alışık olduğumuz gibi yanımızda bulunacak başka dostlar da edineceksiniz. Aurora’yı W, A, S, D tuşlarıyla yönlendirirken, Igniculus’ u farenizle yönetiyorsunuz. Oyun kontrol yapısı olarak başta biraz tuhaf gelse de oldukça kolay ve alışılabilir bir kontrol sistemi uygulanmış. Igniculus düşmanlarınıza karşı vereceğiniz savaşlarda size aktif olarak yardımcı olamıyor, ama onları etkisiz hale getirebilme özelliğine sahip. Bunun dışında çevrede bulacağınız çiçekleri (size mana ve can sağlıyorlar), hazine sandıklarını toplamanızda size yardımcı oluyor, karanlık mağaraları sizin için aydınlatıyor ve hatta yolunuza çıkan düşmanları isterseniz sersemleterek pas geçmenize olanak sağlıyor.
Oynanış
Oyun genel oynanış olarak bir platform oyunu. Biraz ilerleyince oyuna çeşitli bulmacalar dahil oluyor. Bu bulmacaların çoğunda Igniculus yine size yardım ediyor ve çok geçmeden ilk dövüşünüzü veriyorsunuz. İşte burada oyunun RPG öğeleri devreye girmeye başlıyor. Savaşlar daha önce başka RPG oyunlarında da gördüğümüz gibi (Final Fantasy serisi en güzel örnek olacaktır) sıra tabanlı bir şekilde ilerliyor. Ekranın alt kısımında bulunan bir sayaç var, bu sayaçta siz ve düşmanlarınız bulunuyor. Sıra size geldiği zaman yapacağınız saldırıyı, savunmayı yada bir nesneyi seçerek kullanıyorsunuz. Aynı şekilde sıra düşmanlarınıza geldiğinde onlar karşılıklarını veriyorlar. Burada Igniculus bir kez daha olaya dahil oluyor, düşmanlarınıza dövüşler sırasında Igniculus ile saldırı yapmanız mümkün değil fakat onları kolaylıkla yavaşlatabilirsiniz. Bu sayede, size saldırılarını gerçekleştiremeden onları etkisiz hale getirebilirsiniz. Ne yazık ki bunu sürekli olarak devam ettirmeniz mümkün değil, Igniculus’ un manası bittiği zaman düşmanları da etkisiz hale getiremeyecek duruma geliyor ama merak etmeyin dövüş alanlarında da bulunan çiçekler size bu konuda epey yardımcı oluyor.
Dediğim gibi oyunda yanınıza katılan dostlarınız oluyor ve dövüşlerde de elbette size yardımcı oluyorlar. Her dövüşü tamamladığınız zaman belli bir tecrübe puanı elde ediyorsunuz ve bu puanları Aurora ve yanınızdaki dostlarınızın yetenek ağaçlarına vererek yeni aktif yada pasif bir yeteneğe sahip oluyorsunuz. Aurora’ nın ve dostlarının seviyeleri ise birbirinden bağımsız olark artıyor, yani ortak bir puan dağıtımı söz konusu değil.
Bunun dışında oyunda sadece basit düşmanlarınız yok. Genellikle bir bölümün sonlarına doğru karşımıza diğer düşmanlarımıza nazaran çok daha güçlü bölüm sonu düşmanları çıkıyor. Bunları yenebilmek için daha taktiksel ve planlı hareket etmemiz gerekiyor. Çünkü verdikleri hasarlar gerçekten yüksek seviyelerde oluyor.
Oyunda karakterlerimize yeni ekipmanlar düşürmek yada bulmak gibi bir şansımız bulunmuyor. Olsaydı elbette çok daha güzel bir tecrübe olabilirdi ama buna pek gerek kalmıyor açıkçası. Oyunda bulunan craft benzeri bir sistem size bu konuda olabildiğince yardımcı oluyor. Oyun boyunca bulacağınız Oculi adı verilen taşlar sayesinde, eşyalarınızı güçlendirmeniz mümkün durumda.
Oyun dünyası
Child of Light, aslında tam anlamıyla açık dünya bir oyun. Kısa bir süreden sonra sahip olacağınız uçma özelliğiyle birlikte bunu çok daha iyi anlıyorsunuz. İçinde bulunduğumuz dünya gerçekten olabildiğince büyük hazırlanmış. Ana hikayemizin yanında, yapabileceğimiz pek çok yan görev bulunuyor ve bunları yapmanızı kesinlikle öneririm, gerçekten güzel hikayelere sahip olan bu yan görevlerin sayısı olabildiğince çok tutulmuş. Elbette bunları yapmak gibi bir zorunluluğunuz bulunmuyor.
Oyun haritası, zenginlik ve görsellik yönünden gerçekten çok etkileyici. Oyunun genel yapısı zaten masal kitabı havasında olduğundan çevrede göreceğiniz nesneler ve yapılar da bu havayı sonuna kadar sürdürmeyi başarıyor. Oyun atmosferinde, başından sonuna kadar hiç bir düşüş yaşanmıyor ve aynı kalitede ilerlemeye devam ediyor. Hikayenin temposun da aynı durumda ilerlemekte. Kesinlike sizi asla sıkmayacak ve saatlerce başında oturtacak bir oyun Child of Light.
Masalsı bir atmosfer
Oyunun görselliği yazı içinde sıkça değindiğim gibi muazzam bir kalitede. Bu tarz görselliği sevmeyecek oyuncular elbette olacaktır ama onlar için yapılabilecek bir şey yok malesef. Oyunun başında sonuna aynı masalsı ilerleyiş sürüyor. Karakter modellemeleri, diyalog sahnelerinde çıkan portrelerin çizimleri kesinlikle çok güzel ve oyun atmosferini tamamlıyor.
Sesler için çok bir şey söylemek zor. Oyunda bahsettiğim gibi dış ses, çevre ve silah sesleri bulunuyor. Bunlar oldukça güzel hazırlanmış ama biraz kendilerini tekrar ediyorlar. Bir süre sonra bu durum dikkatinizi çekecektir. Müziklerse yine çok fazla olmasa da oyunun temasına ve atmosferine tam olarak uyum sağlıyor. Zaten daha oyunun en başından itibaren sizi oyuna çeken şeylerden bir tanesi de müzikler diyebilirim.
Sonuç olarak baktığımız zaman, Child of Light gerçekten çok kaliteli bir yapım olmuş. Ubisoft Montreal ekibi bir kez daha bir yapımın altında başarıyla kalkmış. Tür olarak uzun süredir karşılaşmadığımız bir yapıya sahip olan Child of Light’ı mutlaka denemelisiniz. İster RPG, ister bulmaca, ister platform oyunlarını seviyor olun, Child of Light’da ilginizi çekecek bir şeyler bulacaksınız. Hepinizi bol oyunlu günler dilerim.