blank

Outlast İnceleme

Korku oyunları şüpheniz her oyuncuya uygun değildir. Hatta korku oyunu sevenlerin sayısı, diğer oyun türlerini sevenlerin yanında oldukça az kalıyor. Bu arada korku oyunlarından kastım, günümüz Resident Evil oyunları vs. değil. Bu bahsettiğim oyunlar harbi korku oyunları. Son dönemlerden bunlara örnek vermek gerekirse, sanırım en güzeli Amnesia olacaktır diye düşünüyorum. Fakat bu son dönem korku oyunlarında bir ortak nokta bulunmakta. Bu ortak nokta, olaylara tam müdahale etme şansının biz oyunculara tanınmıyor oluşu. Aslına bakarsak bu olaylar Amnesia’nın ilk oyunu piyasaya sürüldükten sonra başladı.

Amnesia’yı bilmeyen pek oyun sever olduğunu sanmıyorum aslında ama biraz bahsetmek gerekirse; hiç bir silaha sahip olmadan, karanlık ve gotik atmosfere sahip mekanlarda, pek çok düşmanımızla tek başımıza kaldığımız bir oyundu. Döneminde oldukça yüksek bir ortala yakalamayı başarmış olan yapımın, devam oyunu da çok geçmeden piyasada yerini almıştı. Peki Amnesia’nın konumuz ile ne gibi bir alakası var? Dediğim gibi korku oyunları günümüzde Amnesia’dan oldukça etkilenmiş bir şekilde ilerliyor. Hepsi FPS bakış açısına sahip, hepsinde düşmanlarımıza karşı kullanabileceğimiz silahlarımız yok ve hepsi üstü örtülü bir hikaye üzerinden ilerleyen yapımlar halini aldı. Bu durum başlarda oyuncuların ilgisini çekiyordu fakat bir süre sonra gerçek anlamda sıkıcı bir hal almaya başladı diye düşünüyorum. Artık eski korku oyunlarını görmeyi özledik…

Rage Quitter - Outlast - Wheelchair

Red Barrels

Sanırım Red Barrels adı hiç birinize tanıdık gelmiyordur. Bu konuda aslında oldukça haklısınız. Daha önceden herhangi bir oyunda adı geçmemiş bir firmadır Red Barrels. Aynı zamanda bu yazımda konu alacağım oyunun yapımcısıdır. Peki hangi oyun bu? Bu yazımda sizlere tanıtacağım oyun Outlast arkadaşlar. 2013 senesinin sonunda PC platformuna çıkışını gerçekleştirmiş olan yapım, 2014 başındaysa PS 4 platformu için de piyasadaki yerini aldı. Oyunun amacı ise, sizlere gerçekten korku dolu saatler yaşatmak. Peki Red Barrels bu konuda ne kadar başarılı olmuş, gelin bunu hep birlikte görelim.

Outlast, bu tür oyunların pek başarmadığı şeyi başarıyor ve ilk günden beri görselliği, sesleri ve hikayesiyle daha ilgi çekici bir yere sahip olmayı başarmıştı. Oyunun tanıtımında gösterilen oynanış videoları, çeşitli sitelerin yazarlarının oyunu test ederken verdikleri tepkiler biz oyunseverleri gerçek anlamda heyecanlandırmıştı hatırlarsanız. Aslına bakarsanız bu videolarda gördüklerinizi oyunda tam anlamıyla buluyorsunuz. Dar koridorlarda arkanıza dahi bakmaya korkarak koşturacağınız dakikalar, en kısa sürede kendinize gizlenecek yerler aramanıza neden olacak seviye de korkunç sahneler, Outlast’te sizleri bekliyor olacak.

Oyun, son dönem korku oyunlarında sıkça karşımıza çıkan FPS bakış açısına sahip durumda. Hikayemiz oyun boyunca kontrolümüzde olacak olan Miles Upshur isimli gazeteci karakterimizin, ters giden bazı şeylerin olduğu bir akıl hastanesiye girmesiye başlıyor. Oyunda herhangi sinematik sahne bulunmuyor, bunun yerine oyun atmosferini sağlamak için tüm ara sinematik sahneleri karakterimizin gözünden izliyoruz. Tabi bu her oyunsever tarafından hoş karşılanmayabilir ama gerçekten bu durum sizi hiç bir şekilde rahatsız etmeyecek. Neyse, hastanenin girişinden daha ilk adımımızı attığımız anda oyunun atmosferine çekiliyoruz adeta. Kısa bir süre geçmeden, daha bahçede içeriye nasıl gireceğimizi araştırırken, pencerelerde gördüğümüz silüetler içimizi titretmeyi başarıyor. Korku ve gerilim konusunda Outlast oldukça başarılı diyebilirim fakat durum hikaye ve hikaye anlatımı olduğu zaman, Outlast’ten pek bir şey beklememenizi öneriyorum. Oyunda sadece korkmaya ve adrenalin dolu saatler geçirmeye hazırlanmanız, hayal kırıklığı yaşamamanız için en iyisi olacaktır. Oyunu hikaye olarak incelersek, durum gerçekten pek iç açıcı değil. Gerek basit ve sıradan bir hikayeye sahip olması, gerekse bu hikayeyi bir yerden sonra tamamen unutmamız, bu duruma hiç yardımcı olmuyor.

maxresdefault

Oyun mekanikleri

Oyunda az önce de bahsettiğim gibi, kendinizi savunmanız gibi bir durum söz konusu değil. Bir düşmanla yüzleştiğiniz zaman yapabilecekleriniz oldukça sınırlı. Kaçacaksınız yada derhal kendinize saklanacak bir yer bulacaksınız. Oyunu elinizde bulunan kameranın görüş açısından yönetiyorsunuz ve elbette elinizde bir kamera olduğu için bunun ufak artısı da söz konusu durumda. Bu artı gece görüş özelliği fakat bu özelliği kullanırken dikkat etmeniz gereken biz nokta var, kameranızın pilleri bitebiliyor. Sürekli gece görüş özelliği açık bir şekilde hareket etmek, size en gerektiği anda pilin olmaması ve karanlıkta önünüzü göremeden ilerlemeniz demek oluyor. Pilin bittiği durumlarda heyecanlanmanıza gerek yok, çevrede yedek piller bulabiliyorsunuz ve bunlar sayesinde yolunuza rahatça devam edebiliyorsunuz.

Outlast son dönem çıkan korku oyunlarından biraz daha farklı olarak, size gerçekten korku dolu anların yanında, vahşet dolu anlar da yaşatıyor. Oyunun neden +18 yaş seviyesine sahip olduğunu zaten çok geçmeden görüyorsunuz. Bu vahşet seviyesi oyunda biraz haddinden fazla ve gereksiz tutulmuş diyebilirim. Bu nedenle oyunun herkese hitap ettiğiniz söyleyebilmek gerçekten güç.
Oyunun kaliteli bir hikayesi olmasa da gerçekten kaliteli bir atmosferi var. Oyuna başladığınız andan itibaren karakterinizle bütünleşiyorsunuz ve yavaş yavaş ilerleyeme başlıyorsunuz. Atmosfere oyunun görselliği ve müzikleri de eklendiği zaman Outlast gerçek anlamda sizi germeyi başarıyor. Burada yine bahsetmek istediğim, şahsen benim rahatsız olduğum bir durum söz konusu. Oyunda bulunan korku sahneleri, genel olarak bir anda karşınıza bir şeyler çıkmasından ibaret diyebilirim. Bunun yerine gerilimi daha yüksek tutmayı sağlayacak ve daha kaliteli korku sahneleri, böylesi güzel atmosfere sahip bir oyun için kesinlikle çok daha iyi olurdu diye düşünüyorum.

outlast-2-is-in-development-dev-confirms_qjhh.1920

Grafikler ve sesler

Outlast grafiksel anlamda oldukça gelişmiş oyun yapım olarak karşımıza çıkmış durumda. Çevre, karakter modelleme ve kaplamaları gerçekten bu tür bir oyun için fazlasıyla yeterli durumda. Bunları atmosfere gerçekten anlamda katkısı büyük. Hele ki kameranızın gece görüş modunu aktif ederek ilerlediğiniz zamanlar, gerçek bir görsel şov sizleri karşılıyor. Tabi bazı grafiksel hatalar yok değil ama bunlar oldukça basit ve sorun yaratmayacak hatalardan ibaret.

Seslere baktığımız zamansa, özellikle oyunun müzikleri adrenalini tavan yaptırıyor diyebilirim. Sakin fakat sizi sürekli olarak diken üzerinde tutan müzikler, aksiyon sahnelerinde yerini oldukça hareketli ve heyecanlı müziklere bırakıyor. Oyunun genel olarak seslendirme ve çevre sesleriyle yine oldukça başarılı hazırlanmış. Zaten bir korku oyununda oyuncuları en çok etkileyen şeylerin başında sesler gelmektedir, bunu zaten hepiniz biliyorsunuz. Hatta bazı oyunlarda sesleri kapatıp ilerlediniz, inkar etmeyin!

5cf94079ae6715afef1003cc03e8ccbc51f373e4

Sonuç olarak baktığımız zaman Outlast, Amnesia’dan sonra gördüğümüz bu türe adanmış oyunların kesinlikle başında gelecek bir yapım olmuş. Eğer korku oyunları ilginizi çekiyorsa mutlaka göz atmanız gerekiyor diye düşünmekteyim. Ama korku oyunlarında hikayeye de önem veriyor ve vahşet seviyesi yüksek oyunlar ilginizi çekmiyorsa, oyunu satın almadan evvel bir kaç kere daha düşünmenizi öneriyorum. Red Barrels umarım yapımcılık hayatına, yeni ve yine bizleri etkileyecek korku oyunlarıyla devam edecektir. Hepinize bol oyunlu günler dilerim.