Sinema filmlerinin oyunlara uyarlanmasını hiç bir zaman sevemedim. İzlediğimiz o efsanevi kalitede olan filmler, biz oyuncuların karşısına oyun olarak sunulduğu zaman tüm büyüsünü kaybediyor. En azından benim gözümde yaşananlar bu şekilde. Bu sinema filmlerinin başında gelen isimlerden ilk aklıma gelen, Spider-Man serisi olmuştur hep. Çıkan her yeni sinema filminin ardından, önümüze atılan, ucuz, kalitesiz ve en ufak bir şekilde bizleri ekran karşısında tutmaya yetmeyecek olan bu yapımlar… gerçekten sinir bozucu olmaktan öteye gidemiyor.
Arada elbette bazı kaliteli sinema filmlerinden uyarlanan yapımlarda karşımıza çıkmıyor değil. Özellikle son zamanlarda (gerçi filmlerle olan bağı tartışılır) Shadow of Mordor oldukça dikkat çekmiş durumda. Gerçi ben her ne kadar bir süre sonra sıkıcı ve daha çok strateji ağırlıklı, hikayeden yoksun olduğunu düşünsem de yapım ciddi bir kitleyi çıkışıyla birlikte peşine katmayı rahatlıkla başardı.
Sinema filmlerinin, oyunlara yansıtılması her ne kadar vasat bir durum olsa da bunun tam tersi kesinlikle daha kötü sonuçları karşımıza çıkartıyor. Bu duruma verilebilecek en basit iki örnek, Max Payne ve Hitman isimli filmler olacaktır. İnsanı oyun serilerinden bile soğutmayı başaracak kadar kötülerdi…
Neyse, bu yazıda inceleyeceğimiz yapım bahsettiğim ilk konuyla ilgili. Bildiğiniz üzere, daha önceden Bayonetta’nın piyasaya sürülmesiyle birlikte tüm dikkatleri üzerine çekmiş olan Platinum Games, bu sefer karşımıza çok daha farklı bir yapımla çıkmış bulunuyor. Bu yeni yapımın adı The Legend of Korra.
Anime seven oyuncular bu adı zaten oldukça tanıdık bulacaklardır. Avatar: The Last Airbender animesinin devamı niteliğini taşıyan bu anime serisi, pek çok izleyicinin kısa sürede ilgi odağı haline gelmeyi başarmıştı. Şu sıralar 4. sezonuyla izleyenleriyle buluşmuş olan yapıma bir oyun gelmesi de çok uzun sürmeyecekti elbette.
Yapımın arkasında bulunan, Platinum Games’den olayı bekleyenler oldukça heyecanlaydı ve büyük umutları vardı. Fakat, ben daha gördüğüm ilk oynanış videosuyla ile birlikte yapıma çoktan puanımı vermiştim. Bir kaç gün önce PC, PS3, PS4, Xbox 360 ve Xbox One platformları için piyasadaki yerini almış olan yapımın beni şaşırtmasını gerçekten istiyordum. Peki sonuç ne oldu? İşte bu sorunun yanıtını şimdi birlikte alacağız.
Peki ya Platinum Games’in efsanesi?
The Legend of Korra, daha ilk giriş ekranı ve size sunduğu (aslında sunamadığı) ayarlar menüsüyle PC kullanıcılarına ilk şoku vuruyor. Yapım tam anlamıyla basit bir konsol portundan ibaret durumda. Bu konuyla ilgili yapmam gereken diğer bir açıklamaysa, oyunu oynamayı düşünüyorsanız, mutlaka bir gamepad’e ihtiyaç duyacağınızı bilmelisiniz. Aksi taktirde pek çok olmayan bir oyun tecrübesi sizleri bekliyor olacak.
Menünün kalitesizliğinin ve detaysızlığının şokunu henüz üzerimden atamamıştım ki kendimi oyunun açılış sinematiğini izlerken buldum. Sinematikler konusunda aslında yapım için oldukça olumlu konuşmak gerekiyor. Oyunun başında ve ilerleyen aşamalarında hazırlanmış olan tüm sinematikler, tam olarak animeden alınmış ya da animeyi geliştiren ekip tarafından sıfırdan yaratılmış durumda. Bu durum kesinlikle büyük bir artı ama yapımın genelinde animede olduğu kadar kaliteli ve etkileyici bir hikaye maalesef bulunmuyor.
Oyunun hikayesini hızlıca özetlemek gerekirse, 2. sezonda bulunan Amon karakterini izleyenler mutlaka hatırlayacaklardır. Bu hikayeye bağlı giden bir yan hikayeyle karşı karşıya kalmış bulunmaktayız. Korra’nın bükme yetenekleri elinden alınmıştır (en azından hikayenin başında) ve bunları geri alıp, karşımıza çıkan rakipleri geçerek Avatar görevimizi yerine getirmeye çalışıyoruz.
Yapımda, tüm bükme yeteneklerimizi kullanabiliyoruz. Ateş, hava, su ve toprak oyun boyunca her konuda size yardımcı olacak. Ah unutmadan, tüm bunların dışında Naga’da oyun boyunca çeşitli yerlerde yardımımıza yetişiyor ve bizi zor durumlardan hızlıca kurtarmayı başarıyor.
Kullanabileceğiniz bükme yeteneklerinden bahsettik, peki bunları kullanmak beklediğimiz kadar eğlenceli olabiliyor mu? Maalesef evet demek gerçekten güç bir durumda. Toplamda iki saldırı tuşuna sahip durumdayız ve diğer iki kısayol ile de bükme yeteneklerimiz arasından hızlıca geçişler yapıyoruz. Sahip olduğumuz bu iki saldırı tuşuyla çeşitli kombolar yapabiliyoruz elbette ama bu komboların sayısı oldukça az ve bir süre sonra dövüşleri gerçekten sıkıcı bir hale getiriyor. Saldırıların dışında daha güçlü olan özel vuruş yapma şansımız da bulunmakta, bu sistem savunma yapmanıza bağlı bir şekilde işliyor. Bir saldırıyı gerekli tuşa basıp, zamanında engellemeniz durumunda, kamera açısı değişiyor ve size söylenen iki tuşa aynı anda basmanızla birlikte Korra çok daha etkili bir vuruş gerçekleştiriyor. Fakat bu sistem de bir süre sonra gerçekten sıkıcı ve tekdüze ilerleyen bir hal alıyor. Hayır, hiç değilse bu zamanında basmamız gereken iki tuş değişseydi…
Görevleri tamamladıkça, bir sonraki bölüme geçmeden önce toparladığımız puanları tek seferlik eşyalara harcayabiliyoruz. Bunlar dövüşlerde sağlığımızı doldurmamıza, kısa bir süreliğine daha yüksek hasarlı saldırılar yapmamıza vs. yarıyor. Bunların dışında yine aynı ekrandan Korra’nın özelliklerini güçlendirmemiz ve kullanabileceğimiz kombolarını inceleyebilmemiz de söz konusu durumda. Burada dikkatimi çeken bir diğer noktaysa, oyunun size tam anlamıyla yardımcı olamıyor oluşudur. Tutorial adı verilen bölüm, oldukça kısa ve siz daha hiç bir şeyi öğrenemeden bitiyor, oyunun ilerleyen aşamalarındaysa her oyundan alışık olduğumuz “şimdi bu tuşa bas, daha sonra buna basabilirsin” gibi kısa eğitim diyalogları da bulunmuyor ve siz de kendiniz bir süre sonra saçma sapan bir şekilde bu iki saldırı tuşuna basarken buluyorsunuz (aslında işe de yarıyor).
Oyunun görevleri (görev mi?) oldukça basit ve çizgisel bir şekilde ilerliyor. Sanki yıllar öncesinin aksiyon oyununu oynuyormuşum gibi bir hisset kapılmadım da değil aslında. Önüne geleni öldür ve zaten seçim şansın olmayan yolu takip ederek bir sonraki seviyeye doğru ilerle. Tüm oyun bundan ibaret bir şekilde ilerliyor ve bu durum cidden yapım için kötü ve can sıkıcı bir nokta olmaktan ileriye gidemiyor. Hele ara ara giren Naga’yı kontrol ettiğimiz bölümler var ki… konuyla ilgili yorum bile yapmak istemiyorum. Bu bölümlerde oyun oldukça küçük çocuklar için hazırlanmış gibi bir his oluşturuyor, zamanında basmanız gereken tuşlar ve hoplaya zıplaya geçtiğiniz yollar size kısa bir süre sonra yıllar yıllar önce Hugo oyunu oynuyormuşsunuz gibi hissettirecek. Bir süre sonra fark ettim ki, bu oyun aslında PC ve konsollar için değil, tablet bilgisayarlar ya da telefonlar için geliştirilmeliymiş. Platinum Games böyle bir yol izlese daha başarılı olabilirmiş…
Olmayan görsellik ve sesler
The Legend of Korra’nın elle tutulabilir bir yönünü arıyorum ama maalesef bulamıyorum. Sıra grafiklere ve seslere geldiği zamansa, grafikler tek kelimeyle rezalet ötesi. Kaplamalar, çevre tasarımları adeta PS2 döneminden kalma bir görünüme sahip. Karkter modellemeleri yine çok kötü durmuyor ama onları da animasyonlar hızlıca baltalamayı başarıyor.
Sesler ve müzikler, sanırım ara sinematiklerden sonra yapımın tek artı noktası diyebilirim. Bunun nedeni de zaten anime serisinin sahip olduğu müziklerin ve seslendirmelerin oyunda kullanılmış olmasından kaynaklanıyor. Zaten Korra’nın seslendirmesinden başka da pek bir seslendirmeyle karşı karşıya kalmayacaksınız…
Grafikler ve sesler bir araya geldiği zaman oyunun atmosferi için de durum oldukça vasat bir hal alıyor. Basit ve boş çevre tasarımları, birbirini tekrar eden (özellikle oyunun başlarında) sokaklar ve düşmanlar derken, oyunu bir kaç saat oynamayı başarabilirseniz oldukça şanslısınız.
The Legend of Korra, tek kelimeyle vasat bir yapım ve bunun hiç bir şekilde üstüne çıkmayı başarabilecek özellikleri sizlere sunmuyor. Ne türe getirdiği yeni bir özellik, ne de size eğlenceli saatler vaad edebilecek bir yapım değil. Hatta türden götürdüğü çok daha fazla özellik bulunuyor…
The Legend of Korra animesini sevseniz dahi (benim gibi) yapımın başında geçirebileceğiniz süre oldukça kısa olacaktır. Hele zaten animelere uzak bir kişiyseniz, kaçarak uzaklaşmanızı şiddetle tavsiye ediyorum. Platinum Games nasıl oldu da bu kadar kötü bir oyunu geliştirmeyi başardı, anlam vermek gerçekten zor. Umarım ileride devam oyunu gibi bir şey görmeyiz, en azından Korra animede hatırladığımız şekilde kalır. Hepinize bol oyunlu günler dilerim.