blank

The Sims 4 İnceleme

The Sims oyunlarından haberi olmayan var mı? Yok değil mi? Bende öyle düşünmüştüm. Bilgisayar oyuncusu olup The Sims serisinden haberi olmayan yada bir kere olsun denememiş bir kullanıcı olduğunu sanmıyorum açıkçası. Belki yaşam simülasyonu temasına sahip bir oyun ilgini çekmiyor olabilir fakat mutlaka bir kere de olsa ev yapmışlığınız vardır The Sims’de.
Durumu kendi adıma düşündüğüm zaman, açıkçası benim de bir süre sonra The Sims oyunlarını oynama nedenim, inşa ve ev dekorasyonuna dönmüştü. Elbette The Sims tüm bunlardan ibaret değil. Serinin asıl amacı oyunculara, ikinci bir hayat gibi gerçekçi bir yaşam simülasyonu yaşatmaktı veya hayallerinde bulunan hayatı yaşatmakta diyebiliriz.

Serinin şüphesiz en popüler oyunu The Sims 3 olmuştu. Oyunun bize sunduğu büyük ve çok sayıda olan haritalar, karakter kişiselleştirme seçenekleri, tamamen açık dünya bir yapıya sahip olması, kariyer seçenekleri ve bunların çok daha fazlasını Maxis bizlere The Sims 3 ile sunuyordu. Tabi tüm bunların oyunun ana paketinde bulunan özellikler değildi, konu zaten The Sims oyunu olduğu zaman ek paketler her zaman kaçınılmazdır. Bu ek paketlerin sayısı pek çok oyuncunun gözünü her zaman korkutmayı başarmıştır (korkutmayacak gibi değil ki!) ama aynı zaman da bu paketler oyundan gerçek anlamda keyif almanız için zorunluluk halini alıyor.

Neyse, bizim konumuz elbette The Sims 3 ve ek paketleri değil elbette. Bu yazıda sizlere bahsedeceğim oyun, The Sims 4! Yeni nesil ile karşımıza çıkan, yepyeni bir The Sims oyunu! Sitemizde bulunan ön incelemeyi okuyan okuyucalarımız yeni oyunun bizlere sunacağı pek çok özelliği zaten biliyordur diye tahmin ediyorum. Lakin okumamış olanlar için kısaca oyunun bize sunmayı hedeflediği en büyük yeniliklerden hızlıca söz etmek istiyorum. The Sims 4 ile karakterlerimizin artık duyguları bulunacaktı, karakter yaratma ekranımız oldukça detaylı ve daha basit bir halde olacaktı, inşa moduysa aynı şekilde bize çok daha büyük kolaylıklar sağlayacak şekilde hazırlanacaktı. Elbette yeni oyunun bizlere sunacağı tüm yenilikler bunlardan ibaret değildi. Bunlar gibi çok fazla yenilik The Sims 4 ile bizleri bekliyor olacaktı.

Bildiğiniz gibi The Sims 4 kısa bir süre önce piyasada yerini aldı, peki oyun bizlere ne gibi yenilikler sunuyor? Yapımcı firma olan Maxis’in çeşitli fuarlarda, internet üzerinden sunduğu videolarda gösterdiği gibi büyük ve köklü yenilikler bizleri bekliyor mu? İşte tüm bu soruların yanıtlarını yazının geri kalan bölümünde alacaksınız.

Sims4-005

Yeni bir oyun ve yeni bir hayat

EA oyunu ön sipariş yapanlar için, Origin üzerinden ön indirmeye açtığından beri gerçekten de heyecana kapılmıştım ve adeteda günleri, saatleri sayıyordum. Aradan geçen bir kaç heyecanlı günün ardından The Sims 4 sonunda Avrupa için açılmıştı. Zaman kaybetmeden hemen oyuna girdim, karşıma oldukça sade ve hoş bir menü ekranı geldi. Bir kaç ayardan yaptığım değişikliklerden sonra, hiç hızımı kaybetmeden hemen Sim yaratma ekranında buldum.

Öncelikle Sim yaratma ekranının oldukça sade ve detaylı olduğunu söylemem gerekiyor. Belki başlarda biraz kontrollere alışmanız zaman alabilir fakat çok uzun sürmeyeceğini söyleyebilirim. Sim yaratma ekranı artık eskisinden çok daha detaylı ve kullanımı eğelenceli bir yapıya bürünmüş durumda. Zaten bu ekran hakkında pek çok video izlemiş ve Create a Sim demosunu oynamış olanlar bunları çoktan biliyorlardır.

Yeni Sim yaratma ekranımızda artık faremiz ile barları sağa sola çekiştirmeye bir son verilmiş durumda. Bunun yerine Sim’inizi yaratırken istediğiniz bölgesine (göz, burun, kol, bacak vs.) bir kez tıklayıp, istediğiniz yöne doğru çeliştirmeniz yeterli oluyor. Bu sistem aslında oldukça hoşuma gitti ama dediğim gibi başlarda biraz zorlayıcı olabiliyor, buna alışmanız lazım. Aynı zamanda bu yeni sistem sayesinde yaratacağınız Sim artık, daha detaylı ve istediğiniz şeye daha benzer olabiliyor.
Sim’imizi yarattık, elbette şimdi yapmamız gereken onun kıyafetlerini seçmek! Kıyafet seçenekleri olarak açıkçası şuan sayı biraz az, bunun yanında kıyafet renkleri yeni oyunda da bulunuyor. Tam bu noktada dikkatini çekeceğini düşündüğüm ve gerçekten rahatsız edici olan şey; The Sims 3’de bulunan renk seçenekleri ve özgürlüğü malesef yeni oyunumuzda söz konusu durumda değil. Bunun nedenini merak eden pek çok oyunsever olacaktır elbette (bende çok merak ettim) fakat net bir yanıt söz konusu değil. Maxis yeni oyunda böyle bir yol izlemeyi seçmiş, ileride oyuna gelecek olan ek paketlerle bunların değiştirileceğini düşünmekteyim.

Sim’imizin kıyafetlerini de seçtikten sonra onu diğer Sim’lerden ayıracağımız noktaya gelmiş oluyoruz. Peki bu nasıl gerçekleşiyor? Yeni oyunumuzda artık Sim’inizin sevdiği şeyleri seçmeniz, onun karakterine de etki ediyor. Yani burada yaptığınız seçimler oyun hayatınız boyunca sürekli olarak bir şekilde karşınıza çıkıyor. Bu nedenle seçimlerinizi yaparken dikkatli olmanız ve doğru şeylerde karar kılmanız en iyisi olacaktır. Karakterimizin kişiliğini yansıtan bir diğer yeni özellikse, artık Sim’imizin yürüyüş tarzını da seçebiliyoruz. Güzel bir detay ama oyuna büyük etki sağlayan bir detay değil. Keşke bunu ekleyeceğinize… neyse bu konulardan yazımın ilerleyen kısımlarında zaten bol bol bahsedeceğim.

The-Sims-4-Willow-Creek

Hayatımızı yaşamanın zamanı geldi

Evet, artık yaratmış olduğumuz Sim’in hayatına başlama zamanı geldi. Karşımıza yine her The Sims oyunundan alışık olduğumuz gibi bir ekran geliyor. Burada ister hazır bir eve taşınabilir, isterseniz kendi evinizi sıfırdan inşa edebilirsiniz. Elbette ki ben sizlere kendi evinizi inşa etme sisteminden bahsedeceğim.

Ev inşa sistemi ve dekorasyon sistemi bazı ufak ayrıntılardan ve büyük bir değişiklik dışında The Sims 3 ile hemen hemen aynı yapıya sahip durumda. Peki bu değişiklikler nedir? Öncelikle ön inceleme yazımızdan da hatırlayabileceğiniz gibi bu modun en büyük değişikliği, daha rahat hale getirilmiş inşa sistemi. Artık inşa etmiş olduğunuz bir evi yada sadece bir odasını (içerisinde eşyalar bulunsa da) rahatlıkla düzenlemeniz mümkün. Bunun için tek yapmanız gereken şeyse, odanın yada binanın duvarından tutarak bunu dilediğiniz gibi hareket ettirmeniz. Bu sayede boyutları değiştirmeniz oldukça kolay ve gerçekten güzel, gerekli bir yenilik olmuş. Aynı sistem sayesinde bir odayı yada evi istediğiniz gibi yerinden oynatmanız da mümkün durumda.

Sıra evi dekore etmeye geldiği zamansa, oyunun en zayıf noktalarından bir tanesiyle karşılaşıyoruz (hatta bir kaç tanesiyle). Yeni The Sims oyunumuzda havuzların bulunmayacağını (en azından ek paketler olmadan) zaten biliyorduk. Bu yine bir noktaya kadar kabul edilebilir elbette fakat eşyaların çeşitli renklere sahip olmaması nedir ey Maxis?! Evet, yeni oyunumuzda aynı kıyafetlerde olduğu gibi kişisel renk seçimlerinize yer yok! Hatta en azından kıyafetlerde bir kaç renk seçeneğimiz vardı, ev eşyalarında bu seçenek dahi bulunmuyor. Bu durum oyun çıktığı günden beri zaten internet üzerinde gerçekten tepki gören ve eleştirilen bir şey. Maxis veya EA durumla ilgili olarak henüz bir açıklama yapmış değil fakat ben yine bunun ek paketlere bağlı değişeceğini düşünmekteyim. Yine de The Sims 3’den sonra insan bir anda boşluğa düşüyor. Keşke tek kayıp renkler ve havuz olsaydı. Bunların dışında daha önceki The Sims oyunlarından alışık olduğumuz pek çok eşya oyundan tamamen çıkartılmış durumda. Neyse, bunlara da sıra gelecek…

sims9

Oyun içeriği

Oyun içeriğinize geçmeden önce arayüzden biraz bahsetmem gerekiyor diye düşünüyorum. Oyunun arayüzü The Sims 3’den daha farklı bir halde. Yeni The Sims arayüzüne alışmak biraz zaman alabilir fakat kesinlikle çok daha sade ve şık göründüğünü söylemem gerekiyor. Aradığınız şeyleri çok daha rahat bir şekilde bulabiliyorsunuz, aynı zamanda Sim’inizi de daha rahat bir şekilde takip edebiliyorsunuz.

Oyunun kontrolleri de biraz değiştirilmiş durumda. Yıllardır The Sims serisine kendisini adamış olan oyuncular bu noktada biraz boşlukta kalabilirler ve alışmaları ciddi zaman alabilir diye düşünüyorum. En basitinden kamera kontrollerini sağladığımız fare tuşları bile tamamen değiştirilmiş durumda. Neyse ki Maxis yaşlı oyuncularını da düşünmüş durumda ve oyuna The Sims 3 kontrol ayarlarını kullanma seçeneğini de eklemeyi unutmamış. Gerçekten güzel ve küçük bir jest diyebiliriz bunun için.

Evet, artık oyunun yıkıcı bölümlerine geldik sayılır. Öncelikle oyun haritalarının sayısı iki adet ve bu haritalar gerçek anlamda küçük. Bu haritalara şehir yerine kasaba demek kesinlikle çok daha doğru olacaktır. O The Sims 3’de alıştığınız büyük haritaları unutun! Aynı zamanda açık dünya yapıyı da unutun! Yetmedi mi? Araçları ve seçenekleri de unutun! Hatta The Sims oyunlarının vazgeçilmezi olan hırsızları bile unutun!

Şimdi tüm bu bahsettiğim şeyleri açıklamaya başlıyorum. Oyunda söylediğim gibi harita boyutları oldukça küçük ve bir yerden başka bir yere gitmek için, yeniden serinin eski oyunlarına dönüş yaşıyor ve yükleme ekranlarıyla karşılaşıyoruz. Beni en çok rahatsız eden şeylerin başında kesinlikle açık dünya yapısının tamamen ortadan kaldırılmış olması geliyor. Bir önce ki oyunda aşılmış olan bir sistemi, yeni oyunla oyuna tekrar getirmek nasıl bir düşüncedir?

Tamam yükleme ekranlarını geçiyorum, bize sunulan seçeneklerin kaldırılması nasıl bir şeydir? Oyunda Sim’inizle birlikte gidebileceğiniz tek bir eğlence mekanı, tek bir spor salonu, tek bir park bulunuyor. The Sims 3’den alıştığınız gibi seçenekler yeni oyunla birlikte ortadan kaldırılmış durumda. Yetmezmiş gibi tüm buralara gitmek için kullanabileceğiniz araçlar (taksiler bile) oyundan çıkartılmış durumda. Bunları gördükten sonra, yıllar önce adeta The Sims’in ilk oyununu oynuyormuş gibi hissetmedim değil…

Oyunun bu yönleri eleştir eleştir bitmez, bu nedenle artık biraz olumlu yönlere bakmanın zamanı geldiğini düşünüyorum. Bu arada oyunda artık bebeklerin emekleme dönemi de bulunmuyor… bilmiyorduysanız artık öğrendiniz.

Sims4-057

Pozitif olmak lazım

Şimdi, sıra geldi oyunun bizlere sunduğu diğer yeniliklere. Daha doğrusu diğer büyük yeniliklere. Oyunumuzda artık Sim’lerimizin duygularının olduğundan yazımın başlarında zaten bahsetmiştim. Bu sistem kesinlikle The Sims 4’ü belki de kurtaran en önemli nokta diyebilirim. Sim’inizi yaratırken yaptığınız seçimler doğrultusunda istekleri, hayattan beklentileri değişiyor. Bunları yerine getirememeniz durumunda ise Sim’inizin adeta bunalıma giriyor. Sim’inizin sahip olduğu ruh hali onun hayatını da tam anlamıyla etkiliyor. Örnek vermek gerekirse; Sim’inizin bir durum karşısında mutlu olduğunda, bu onun yaptığı yemeklere bile yansıyor. Yüzünde sahip olduğu ifade eşliğinde yaptığı, sevimli şekillere sahip kurabiyelerden bunu rahatlıkla anlayabiliyoruz.
Aynı zamanda oyunun grafiksel olarak yaşamış olduğu gelişim tüm bu duygu ve ifadeleri daha iyi hissetmenizi sağlıyor. Grafiksel gelişimden kastım aslında daha çok oyunun animasyonları diyebilirim. Zaten bu konuyla ilgili olarak oyunun çıkışından kısa bir süre önce EA tarafından yayımlanan videolardan, yeni animasyonların The Sims 4 için gerçekten önemli bir bölüm olduğunu görmüştük.

Duygular ve animasyonların ardından elbette sıra yapay zekaya geliyor. Daha önce The Sims oyunlarında, gerekli ayarı değiştirmememiz durumunda Sim’lerimiz etrafta dolaşıp tuhaf hareketler sergileyebiliyordu. The Sims 4 ile bunun önüne geçilmiş gibi, elbette hala tuhaf Sim hareketleri görmeniz mümkün fakat eskiye oranla çok daha mantıklı ve düzgün hareket eden Sim’lere sahip durumdayız. Fakat yapay zekanın geliştirilmesiyle birlikte karşımıza çıkan en büyük artı şüphesiz, aynı anda birden fazla iş yapabilen Sim’ler. Yıllardır seriye beklenen en büyük değişimi The Sims 4 ile bizlere sunan Maxis, bu konuda oldukça başarılı olmuş. Artık yemek yerken televizyon izleyebilir ve hatta aynı anda diğer Sim’ler ile konuşabilirsiniz ya da bir yandan müzik dinleyip, diğer yandan spor yapabilirsiniz.

Tüm bunların geneline baktığımız zaman The Sims 4 yapay zeka ve duygular sayeside puanını yükseltmeyi başarıyor.

 

Grafikler ve sesler

The Sims 4 görsel anlamda özellikle animasyonlarıyla öne çıkmayı başarıyor. Animasyonların dışında, kaplama ve modelleme kalitesi olaraksa The Sims 3’ün biraz daha düzenlenmiş hali diyebiliriz aslında. Tabi bu söylediğimden dolayı grafiklerin zayıf kaldığı gibi bir düşünceye kapılmayın hemen. Zaten The Sims 3’ün de kendine has olan biraz karikatürize edilmiş grafikleri oldukça güzeldi. The Sims 4’de bunlara yenilenmiş animasyonlar da eklenince gerçek anlamda oldukça kaliteli görseller sizleri bekliyor.
Sesler ve müzikler ise daha önce tüm The Sims oyunlarında olduğu gibi, oldukça yüksek bir kalitede. Burada özellikle o eğlenceli The Sims müziklerinin çeşitliliği gerçekten arttırılmış ve mükemmel olmuş. Zaten daha oyuna ilk başladığınız an, tekrardan The Sims oynadığınızı hissediyorsunuz.

sims_buyuk_tuvalet

Sonuç olarak baktığımız zaman The Sims 4 artılarına rağmen maalesef ortalama bir seviyede kalıyor. Bunun en büyük nedeni elbette oyundan çıkartılan özellikler oluyor. Maxis bu durumu mutlaka ek paketler sayesinde telafi edecektir fakat ana oyun için bu durum kesinlikle yeterli değil. Maxis’den uzun bir süre bekleyişin ardından çok daha başarılı bir The Sims oyunu bekliyordum açıkçası. Fakat bunun karşılığında bulduğum şey maalesef ki hayal kırıklığı oldu (en azından pek çok alanda). Eğer The Sims serisinin fanıysanız yeni oyunu mutlaka denemişsinizdir diye düşünüyorum fakat The Sims serisinden uzaksanız, başlamak için en azından oyunun biraz toparlanmasını bekleyebilirsiniz.